26 Mayıs 2009 Salı

GÜNE EREMEYEN GECELER'E...

Pınar Özkara
02,Ağustos '99

Seni sevmek,
Bir çığlık bazen
Sonra bir fısıltı...
Kimi zaman bir savaş
Sonrasında sıcacık bir barış...
Seni sevmek,
Adı koyulmamış bir şiir
Uçsuz bucaksız bir yol
Bazen kocaman bir çöl
Bir bakarsın cennet...
Seni sevmek,
Doğan bir güneş bazen
Bazen gün batımı kızılı...
Umut bazen
Aniden dipsiz bir kuyu...
Seni sevmek,
Ölüm, yaşam...
Seni sevmek,
Bugün, yarın...
Seni sevmek,
Gündüz, gece...
Seni sevmek,
Adını koyamadığım öykü...
Seni sevmek,
Unutulmuş geçmiş...
Seni sevmek,
Güne eremeyen geceler...
Seni sevmek,
Sevmek,
Delice,
Yine bir fısıltı içimde...

Gizli BahçeM

Kendi gizli bahçemde büyüdüm
Büyüttüm sevgileri
Coşkuları
kendimce
Seni, özlemlerimi
Umutlar büyüttüm
Kuruttuklarım oldu
Sadece gül açmadı
Bütün çiçekleri yetiştirdim
Çocukken oynadığım oyunları
Anılarımı büyüttüm kendime
Denizleri aştım bahçemde
Gökleri yardım geçtim
Tek tek kazıdım yaşadıklarımı t aşlara
Unutmadım hiçbir şeyi
Şimdi güzel hayaller gibi görünen
Çok uzaklarda, leylak kokulu anılarımı
Küf kokusuyla sarılmış olanları bile
Göz yaşlarımı akıttığım toprağı kokladım
Dans ettim ölesiye
Yitirdim, yitirildim öldüm, dirildim
Bir çocuk yetiştirdim gizli bahçemde
Sessiz ve gizlice
Duymadılar duyurmadım
Görmediler göstermedim ki...
Şimdi! Şimdi oyunlarım var yine
Şimdi! Şimdi rengarenk çiçeklerim var yeniden
Suluyorum her gün,
Masmavi bir gök ve bir denizim
Gözlerimde yaşlarım var yine
Benim kocaman bir gizli bahçem var
Kendimi büyüttüğüm
Ölürken huzurla yanımda götüreceğim.......

pınar

..............

GECE UZANINCA BOYLU BOYUNCA ÜZERİME
GÖZLERİN AYDINLATIRDI BEDENİMİ
SICACIK
KARANLIK SARINCA İÇİMİ
BEDENİN SARMALARDI BEDENİMİ
SIMSIKI
NE GECE NE KARANLIK KORKUTURDU BENİ
YALANDI,
KÜÇÜCÜK OYUNUMLA KANDIRDIM SENİ...

Aslında keyifli günler...

Evet güzel...Hmmm düşünelim..Sağlıklıyız, Ankara'da yıllardır yaşanamayan tam bir bahar havası yağmurlu, iş yerinde değişen ama olumlu gelişmeler, yeni başlangıçlar...
Hüzünlü Pnr her daim tabii.
Öncelikle iş yerinde hiç bu kadar huzurlu ama yorgun olmamıştım.Ne yapalım her güzel şey bir arada olmuyor :)
Sonra Amasra'da da bir şube açmak...Bu kadar darlık içinde bu kadar güzel bir dalgalanma....Yeni bir heyecan ama karışık...Ve aslında güzel olan ben sadece keyfini cıkarıyorum ve izliyorum.Bu modu yakalamak yıllarımı aldı.Ama artık öğrendim.Hayat akar gider ve sen sadece izlersin.Müdahale etmek sadece yorar insanı.Ben yıllarca yormusum kendimi.Zaten olacaklar istediği yere varıyor.Öyle ya da böyle...
Elbette kızıyorum hala kendime, hayatımdakilere,olaylara,olmayanlara,istemeden olanlara...Ama bir şey var hayatta ki cok önemli..Ne olursa olsun önüne bakmak ve sadece yasadığın günü yaşamak..Varmı daha ötesi ve güzeli.
Şimdi yeni heyecanlar yaşama zamanı.Yeni fikirler üretmek lazım.Artık amasra'da kendime ait bir ev olacak.Hatta üstüne birde mekan :) Artı kısmını düşünüp hayata geçirmek lazım.Sonra dostlarla paylaşmak.Geceleri beraber sarhoş olup denize atlamak...Sabahlara kadar umarsız muhabbet etmek...
Zaman cok hızlı geçiyor 30'dan sonra ve hersey kar yanımıza yaşadığımız......
Mutluyum,mutlusunuzdur umarım ya da derhal mutlu olalım..Bu bir emirdir :)

22 Mayıs 2009 Cuma

Zorlamadann....


Epeyce bir zaman yazamadım yazmadım.Keyfim yerine geldi..Alkollü müzikli bir gece...Hep aynı yani.Kararsızlıklar , karısık düşünceler , ucu bucagı kavusmayan hayaller....Ve bunları arasında essek gibi çalışmak , kafayı toparlamaya çalışmak , amasra da ev işlerini halletmek , anne olmak , cafe , memur olmak , Pınar olmak vs vs......
Yakalayamadığım iç huzurum artık beni hiççç rahatsız etmiyor nedense.Nazım'ın dediği gibi sadece yaşamalı yaşamayı ciddiye alıp..Bir Sincap gibi....Evet cok içiyorum, evet isteyip ertelediğim bi ton şey var, evet sürekli yorgunum, evet kendime kızıyorum ve evet ben hep buydumm....1 adım ilerisine zate geçemedimki.
Komik olan aslında mutluyum ama hala hüzünlüyüm..Öylece bakıyorum..Hala bir taraflarım yarım.Tamamlayamadığım birseyler var...Hep doluyum etrafımda insanlar, aydınlatmalarım, yardımlarım, kocaman laflar ve öğütlerim.... Evimde ağırlamalarım, dinlemelerim...Bilmiyorum ben nerdeyim.Klasikleşmiş günlük hareketler...Tatmin olmadığım bir ben var ortada.Tatmin olmadığım bir eş, anne, pınar, evlat....Yetişemiyor gibi hiçbirşeye....Ne görüntümü ne ruhumu sevmiyorum ama MUTLUYUM.Bu ne büyük çelişki ya.Ve hiçbirseye yetişemiyorum :)
Bu sıralar herkese birseyler bırakıyorumm.Sanki erkenden gidicemde her yere imzamı bırakıyorum....Anı olsun benden...Ama bir tarafım da 100 yasına kadar yasıyacagımı soyluyor.İşte böle iğrenç çelişkiler...
Bahar geldi...
Yağmurlar gök gürültüleri mutlu ediyor beni.
Alışmak kötü bir duygu aslında...Alışmamalı..Geliştirmeli....Savaşmalı hayatla.Galiba ben savaşmayı bırakıyorum...............

31 Mart 2009 Salı

Günlerden Sonra...

Dün Özlemcimin evimiz blogunu okuduktan sonra sadece orada degil buradanda tesekkürü bir borç bilerek yazmaya karar verdim.Öylesine yoğun bir iş temposu içendeyimki kısa kısa mola anlarımdada açıkçası çay sigara ya da mail kontrolü yapabiliyorum..Ki zaten bu bloguda hemen yazamayacagım.Fakat ara ara yazmaya ve yayınlamaya azmettim.
Aslında istediğim sadece tesekkür degildi.Epeydir evimle ilgilenmiyor,hatta bir dönem uğramıyordum.Sokak kızı Pınar şeklinde devam eden hayatımda yengeç burcunun rezil kadını olan ben evi iyice unutmuştum.Ve tekrar evimi sevememi, ilgilenmemi sağlayan arkadaşım Özlem'e bu yüzden minnettarım...Dışardan bakınca aslında pek sıcak bir evim varmış dedim.Bazen insanlar ellerindekinin değerini hep ellerinde olduğu için yitirirler.Bende güzel evimi yitirmişim meğerse:)Ve şimdi evim için yenilikler planlamaya başladım...Ah Özlemcim masraf cıkardın yine bana....Olsun sağlık olsun....

17 Şubat 2009 Salı

Mazeretim var :(

Yazının üstünde tarih olacağı için yazmıyorum.Saat 20,34...Ve ben hala çalısıyorum.Nazlıcım bugün neden blog yazmadığımı sormustu.İşte bu yüzden :) Ve çalısmam lazım daha coookkk çalışmam lazım....hay ..........................Bu araya istediğiniz küfürü benim adıma yerleştirin ve kalın sağlıcaklaaaaaaaaaaaa....